8 Eylül 2009 Salı

Abartığınızın Farkında Mısınız

Hürriyet Gazetesi'nden Fatih Çekirge'nin Atatürk büstlerinin estetikten yoksunluğunu dile getirmesinden sonra konu ilgi çekince , "Gelin Türkiye'deki Atatürk'e yakışmayan büstleri tespit edip kaldıralım. Bunun için gördüğünüz bu tür büstleri fotoğraflayıp, gönderin yayınlayalım. Atatürk'e yakışmayan çirkinliğe dur diyelim..." diye bir kampanya başlattılar.

Ülkenin her yanından beğenilmeyen Atatürk büstü fotoğrafları yağmaya baslamış. Bazılarını şurada görebilirsiniz: Yollanan resimler

Nerede çokluk orada ekşi limon diye bir atasozümüz var. Ne kadar doğru olduğu bu konuda bir kez daha ortaya çıkıyor.
Her yere, ama her her yere bir Atatürk büstü dikeceğiz diye bir kanun olursa, doğal olarak o kadar büstün içinden çok kotü olanları da çıkacaktır mutlaka.

Çok çirkin ve suratsız, çok soguk ve ruhsuz Atatürk heykellerini pek çok yerde görüyoruz. Fakat heykel sayısı arttıkça bu tür estetik rezilliklerini artık beynimiz farketse de bir süre sonra umursamaz oluyor.

Aynı şey Atatürk posterleri için de geçerli.

Her resmi veya gayri resmi toplantıda, açılışlarda, törendelerde mutlaka dev boy bir Atatürk posteri vardır. Bana sorarsanız gereksiz bir iş. Fakat bu kadar çok uygulandığına göre milletin bir bildiği vardır diye düşünüp soruyorum; Amaç nedir?

"Saygı" diyorlar.
Hiç de mantıklı bir cevap değil bu. Her yere Atatürk heykeli dikmeyle, posterini asmayla saygının ne alakası var?

Geçenlerde bir ilde aile hekimliği yapacak doktorların belirlenmesi için düzenlenen kura töreninde salona asılan Atatürk posteriyle ilgili bir krizi yaşandı. Posterdeki adam Atatürke benzemiyor diye neredeyse tören iptal oluyormuş.
Eleştirince kızıyorlar ama, hekim toplantısında dev Atatürk posterinin ne işi var?

Aynı şekilde çiftçi toplantılarından parti mitinglerine, devlet dairesi açılışlarından folklor gösterilerine kadar her yerde Atatürk posteri asma hastalığı var. Bar-cafe-Pavyon açılışında bile gördüm..

Evet bu bir hastalıktır! Çünkü aklı başında insanlar için saygının sembolü asla "abartı ve israf" değildir.

Toros Akdeniz - 08/9/09 - TANRILAR ve SAZANLAR (Silifkeliyiz.blogspot.com)

30 Ağustos 2009 Pazar

Rooney'in Elma Soslu Hindisi

Bir toplumun kendiyle ilgili olaylara verdiği olumlu ve olumsuz tepkiler onu daha iyi tanımamızı sağlar.
Geçenlerde Türk toplumunun tipik ozelliklerinden birini bütün açıklıgıyla ortaya cıkardıgı küçük ama detayları cok derin bir olay gerçekleşti.

Haber şuydu;
"Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde aynı gruba düştüğü Manchester United'ın yıldız oyuncusu Wayne Rooney'in yaptığı 'Türkiye esprisi' büyük tepki çekti.

Manchester United'ın ünlü futbolcusu Wayne Rooney, kura çekiminden sonra Twitter'daki sayfasına "Turkey I like Turkey really nice with stuffing apple sauce & roasted potatoes" yazdı.

Rooney, "Elma soslu kızarmış patatesle doldurulmuş Turkey'e yani hindiye bayılırım" sözleriyle tüm Türkiye'yi kızdıracak bir açıklama yaptı. "

Beklendigi gibi pek çok kisi haberi okur okumaz heyecanlanıp çok kızdı Rooney'e ve Ingilizlere. Yine her zamanki gibi yine konuyu abartıp şişirip uçurdular.

Soslu ve doldurulmuş hindi İngilizlerin Noel'de yedikleri geleneksel bir yemektir. Seven için de sevmeyen için de geleneksel oldugu icin çok lezzetlidir. Bizdeki "Ham yaparım seni" lafinin benzeri laflar da bu soslu hindi kullanılarak soylenir İngilizce'de.

Rooney ne Türkleri kücük düşürüecek, ne Türklere hakaret eden, ne de Türklere nefret kusan bir laf ediyor. Adam futbolu çok seviyor ve yaptıgı işle ilgili kücük bir espri yapıyor. Turkey-Hindi anlam benzerliği de böyle bir espri icin ideal bir malzeme dogrusu. Aynı tarzdaki şakaları dunyada akşama kadar milyonlarca insan yapıyor. Hele hele Türkler'in birbirine yiyecekle ilgili yaptıgı şakalar veya espriler herhalde dunyada başka bir ülkede daha yoktur.

Ama biz bu espriye cok kızdık, gurur yaptık ve Rooney'den hatta tüm İngilizlerden nefret ettik yine.
Bizim bu şaka konusunda cok tuhaf bir özelligimiz var; şaka yapmayı cok severiz ama başkasının bize şaka yapmasını, hakkımızda espriyle karışık konuşmasını sevmeyiz. Ozellikle de Türklük ve Türkiye ilgili şaka yapılmasını hic sevmeyiz.. Dahası, bir Ingilizin veya bir Batılının Türklerle ilgili şaka veya espri yapmasını hiç ama hiç, asla ama asla sevmeyiz!

Mesela Beşiktas'ın kalecisi Rüştü bırakın Twitter sayfasını felan, direk İngiliz basınına, Ingiliz televizyonlarına çıkıp MANU macıyla ilgili dese ki; "İngiliz Anahtarı gibi evire cevire ezip yeneceğiz sizi, İngiliz Anahtarını yalama yapacağız".

Sizce ne olurdu?

(Boyle bir lafı ciddiye alıp ne TV de ne de Gazetelerde yazarlar ama biz yine de Türkiye'deki gibi düşünelim bir an)
Her seyden önce sadece Manchester United'lı taraftar ilgilenip cevap verirdi, yani bizdeki gibi "Ben aslında GS'liyim ama Türküm..." diye baslayıp herkes heyecanlanmazdı.
Sunu görürdük; "Haydi gel bakalım gorelim kim kim kimi ezecek" deyip kahkahayı basarlar, konuya kafalarında toplam 3-5 saniye süre ayırırlardi. Hepsi bu..

Peki biz nicin gülüp geçmiyoruz?
Niçin biz de futbolu gerçekten sevemiyoruz?
Niçin her lafın altında bir tuhaf anlam aramaya çalışıyoruz?
Niçin herkesi Türk düşmani sanıyoruz?
Niçin espiriye gulup geçip, daha ciddi konulara kafa yormayı ögrenemiyoruz?

Bütün bu niçinlerin bir tek cevabı var; "Doğululuk"

Ayaklarımız, kollarımız ve gözümüz Batıda ama kafamız ve içimiz hala Doğudadır.

Bu ayıp veya kücümsenecek bir durum degildir. Ne Doğulu olmak zenginlik veya acizlik, ne de Batılı olmak büyüklük veya utanılacak bir şeydir.

Fakat bu durum büyük sorunlar ortaya cıkarmaktadır. Toplumumuz ne Doguludur ne Batılıdır ama ikisinden bir ahenk yaratamamıştır.
İşte bu yüzden, yani Dogu Batı arasında kalıp, her ikisini de gerekli ölçüde karıştırıp dengeleyemediği icin hayatımız tuhaf, kafamız karmakarışıktır.

Rooneye olan kızgınlıgın da, futbolu sevemeyişimizin de, hayata gülüp geçemeyişimizin sıkıntısı da hep bu kafa ve gönül karmaşıklığından kaynaklanmaktadır.

Habere yapılan yorumlardan ve genel tepkilerden dikkat çeken bir konu da Turkey'in hindi anlamına gelmesiyle ilgili eleştriler. Turkey mi Türkiye mi Hindi mi?
Bu konuya gelecek yazımda devam edecegim.

Toros Akdeniz - 30/8/09 - TANRILAR ve SAZANLAR (Silifkeliyiz.blogspot.com)
.

28 Ağustos 2009 Cuma

Foto Bulmaca 3 - Ağustos Eylül

Evet Silifkeliler, bu ayki foto bulmacamızın karesi aşağıda.
Bakalım bu foto nerede çekilmiş, karenin tamamı nasıl bir şey bilebilecek misiniz..
Hep zor yerleri soruyorduk, kızıyordunuz, bu sefer kolay bir yer seçtik.

Söyleyin bakalım; Burası Silifke'nin neresinde?

Tahminlerinizi aşağıdaki yorum kutusuna ekleyebiliriniz



Ödül: 10 hafta her şey dahil Silifke Kalesi tatili :)

(Not; bulmacalar Silifke'nin içinden de olabilir. dışından da, köyünden de, yerin altından da, üstün de.. Kısaca Silifke sınırlarındaki her yerden )

Üye Olun!
Bulmacalar, yazılar, haberler, söyleşiler, Silifkelilerin yorumları ve sitede paylaşılan her şeyden haberdar olmak için soldaki TIKLA ÜYE OL'a tıklayıp sadece adınızı ve emailinizi yazmanız yeterli.

..

3 Ağustos 2009 Pazartesi

SİLİFKE'NİN BELEDİYE ANONSLARI

Belediye anonslarından aldığım bir kaç tanesi:

Şubat 2009 : Balıkçı arife hamsi gelmiştir, balıkçı arif eski vergi dairesi...

26 Nisan 2009 (pazar sabahı saat:9.00) : Ttaşucu pazar mevkiinde dükkan açık arttırma ile kiralanacaktır. Açık arttırma kapalı zarf usulü ile olacaktır.(Pazar sabahında yapılan bir anons sadece garip...)

Mayıs 2009 : Pazar kaşı mahallesinde SSK EMEKLİSİ .... 'nın annesinin mevlitli yemeği vardır tüm halkımıza duyrulur.

Mayıs 2009 : .... Seyahat bartın, zonguldak, balıkesir, burdur seferlerine başlamıştır tüm halkımıza duyrulur.
Haziran 2009: .... ya ait kredi kartı ve kimlik kaybolmuştur bulanların belediye yayın servisine getirmeleri rica olunur... Bir müddet sonra: .... 'ya ait cüzdan bulunmuştur(Garip...)

Haziran 2009: .... mağzalarında indirimli yün satışları başlamıştır tüm halkımıza duyrulur...

Haziran 2009 bir pazartesi gününde: sabah 8:30 dan itibaren ard arda 8 tane mevlitli yemek ilanı dinledim...

Belediyemiz tarihi kent Silifke'miz de bu tür anonslar yapıyor ve benim tanıdığım herkes bu anonslarla dalga geçmekle birlikte çokta rahatsız oluyorlar. Bir gün içerisinde 12 tane mevlitli yemek anonsu güzelim yurdum Silifkede verilmekte mesela...
Yalnış anlaşılmak istemem ancak din bilginleri vefat eden kişinin arkasından yemek verilmez derken biz yemeğe tüm kenti davet ederiz. Belkide bu bizim misafirperverlik kültürümüz. Övünmelimiyiz üzülmelimiyiz düşünmek gerekli sanırım. Ayrıca belediyeler hem etik hemde rekabet koşulları açısından bütün esnaflara eşit uzaklıkta olmalıdır. Bu nedenden dolayıda bir esnafın reklamını anons etmesi ne kadar doğru oda ayrı bir mesele...

Bir pazar günü tüm Türkiyedeki çalışanlar gibi öğleye kadar uyumayı düşünürken sabah 9:30 da anons ile uyanmakta garibime giden şeyler arasında oldu. Bazen acaba benmi abartıuyorum yada benmi dikkat ediyorum sadece bunlara dedim ancak çevremde bir kişi bile bu anonslardan memnun değil.

Silikfe'de belediye anons hoparlörleri iki elektirik direğinin birinde var sanırım çünkü herhangi bir anonsu duymamak için en az kabasakallı veya tosmurluya kadar gitmek gerekli sanırım. Gerçi belki oralardada hoparlör vardır onuda bilmiyorum.

Ben Silifkede doğup büyümüş ve Silifkede yaşayan birisi olarak bangır bangır konuşan bir bayan istemiyorum hayatımda. Hangimiz isteriz ki ;)...

Tosmurlu'dan Tozara'ya


Üye Olun!
Bulmacalar, yazılar, haberler, söyleşiler, Silifkelilerin yorumları ve sitede paylaşılan her şeyden haberdar olmak için soldaki veya aşagıdaki TIKLA ÜYE OL 'a tıklayıp sadece adınızı ve emailinizi yazmanız yeterli.

.

18 Haziran 2009 Perşembe

Silifke'nin ortasından akıp giden hayaller

İtalyanlar ona Kızılsakal adını takmışlardı.

Çok genc yaşında Doğu'yu görmüş, geleceginin anahtar kelimelerini sıcak Akdeniz kıyılarindaki çam gölgelerinde belirlemisti.

Kendine cok güvenerek girdigi bir savaşta ummadıgı bir yenilgi alıp, çok kotü bir şekilde yaralanmıştı.. İnsanlar kesin olecek diye bekliyorlardı.. Ama o ayaga kalkmayı basardı..

Ogullarının şovalyelige yukselmesini dünya uzerinde o zamana kadar yapılmış en büyük eğlencelerle kutladı..

Bariscil fakat otoriter bir liderdi.
Arzuları buyuktu ama hırslarına yenilmemeyi ogrenmişti.
Seytani politik oyunlar ve güclü düsmanlarının zehirli okları onu bir türlü yok edememişti.

Binlerce askeri ve sadık şövalyeleri ile Anadolu'ya girdi.. Konya ve Aksehiri kısa surede gecti..
Sartavul üzerinde Göksuyu takip ederrk Ermeni ülkesine girdi.

Denize yaklastıkca Akdenizin konusunu alıyor, genclik rüyalarını hatırlıyordu..
Pek cogunu gercekleştirdigi hayallerini, buyuk bir zafer ile taclandırmak istiyordu.

Sicak bir Haziran akşami Degirmendere cıvarında kamp kurulmasini istedi.
Yolun surekli inis olması ozellikle atlari cok yormuştu.
Silifke suyun ote tarafinda, bir günlük yurume mesafesindeydi.
Ermeni Prensi 2. Leo buyuk bir karşılama toreni hazırlamıştı.

Sabahın ilk ışıklari cadırının üstüne vurmadan uyanmış ve bir an once Silifke kalesine ulasmak icin yola koyulmustu.
Öncu askerler ve rehberler vadinin en dar yerini tespit emis ve geciş icin tüm hazırlıklar tamamlanmıştı.

Toroslarda bu heyecanlı seruven devam ederken, Kuzey Filistin dağlarındaki karargahında onu bekleyen Selahaddin Eyyubi, savas meydanındaki karşılama hazırlıklarına coktan baslamıştı.


Ve 10 Haziran akşamı..
Güneş coktan batmış, Silifkeli Ermenilerin hazırladıgı nefis sofralara hala dokunulmamıştı.
 
Cünkü, O, gelmemişti.. gelememişti.
Kızılsakal son rüyasını, Göksu'nun serin sularıyla birlikte kokusunu özledigi Akdenizin derinliklerine bırakmıştı..

**

Toros Akdeniz, Frederik Barbarossa'nın 819. Ölüm Yıldönümü Anısına


I. Friedrich (d. 1122 – ö. 10 Haziran 1190) - Almanya Kralı ve Kutsal Roma Cermen İmparatoru

Yaz 2009 Anket - Silifke tutucu bir yer mi - Muhafazakar Silifke - Muhafazakârlaşan Silifkeliler - Değişmeyen Silifke

Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor.. Peki ya Silifkeliler?

Silifke gittikçe tutucu bir kent mi oluyor? Silifkeliler muhafazakârlaşıyor mu?
A
- Evet, Silifke tutuculaşıyor
B - Hayır, Silifke gittikçe açılıyor
C - Değişim göremiyorum

Anketimiz sonuclandı:
A - Evet, Silifke tutuculaşıyor 53 oy - %51
B - Hayır, Silifke gittikçe açılıyor 30 oy - %29
C - Değişim göremiyorum 20 oy - %19

.

Muro Silifke'de - Kurtlar Vadisi Silifke'de tatilde - Mustafa Üstündağ Silifke'de tatil yapıyor - Mersinli Muro

Muro, Yıldırım'ın intikam planlarını Silifke'de yapıyor!

Arkadaşlarıyla birlikte Atakent beldesinde denize giren ve hayranları ile bol bol fotoğraf çektiren Mustafa Üstündağ, dizinin tatile girmesiyle birlikte dinlenmeye çekilip, stres attığını söyledi.

Üstündağ, "Önümüzdeki sezon ne olacak ne bitecek, şu an bir bilgimiz yok. Dizide Yıldırım'ı canlandıran Eray Türk'ün intikamını alacağım. Umarım ben alırım. Senaryo nereye gider, nasıl uygun görülür bilmiyorum ama Yıldırım'ın intikamını ben almak isterim.

Kendisinin de Mersinli olduğunu belirten Üstündağ, "Silifke Atakent gerçekten çok güzel bir tatil merkezi. Yıllar öncesinde sürekli buralara gelip denize girerdik. Temiz ve uygun fiyatlarla her kesimin gelip rahatlıkla tatil yapacağı çok güzel bir yer. Tatile çıkacaklara buraları tavsiye ediyorum" dedi.

Kaynak: magazin habeleri

22 Mayıs 2009 Cuma

Silifke Uzuncaburç - Silifke il oluyor, Uzuncaburç ilçe - Uzuncaburç Silifke

Haberler'de de izledigimiz gibi Silifke il oluyor, Uzuncaburç , Mut ve Gülnar'da Silifke'nin ilçeleri olacak.

Yıllardır oldu olacak derken sanirim Silifke harbiden de il oluyor.. Sevinsek mi uzulsek mi bilemiyoruz.

Her seçim döneminde partiler il sözü veriyorlardı. Ilk defa mecliste bu konuda ciddi bir öneri geldi. Bir tek meclis onayı kaldı artık.

Bu arada Uzuncaburç da ilçe olacakmış.. Nereden nereye.. Peki ya Taşucu ne olacak?

Gelişmeler oldukça burada duyurmaya, il olma konusundaki düşüncelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz..

14 Mayıs 2009 Perşembe

Kupa Geyikleri - Fenerbahçe gene yaptı yapacağını - Ne olacak bu fenerin hali

Fenerbahçe Geyik Çiftliği

Türkiye Kupası cok heyecan veren bir organizasyon olmasada, isin icine Fenerbahçe girdigi zaman bu ölü hava birden degisiyor. Nedeni de herkesin bildigi gibi bu büyük klübün bu kupada yıllar süren ezikligi.

Bu sene de degişen bir şey olmadi ve Fener kupayı yine alamadı.. Hem de finalde ezeli rakibi Beşiktaş'tan 4 gol yiyerek!
Bu durumda her zamanki gibi yine geyikler ucuşmaya başladı havada. Iste onlardan bazılari.. yazılı ve resimli geyikler.

Sizin de eklemek istedikleriniz varsa yazının altında yorum bırakarak futbolun güzelligine ortak olabilirsiniz.

Silifkeli Fenerli dostlar da fazla kızmasınlar artık, butun bunlar futbolu futbol yapan eglencelik konular..


Geyiklerden bazilari:
- 26 yıldır Türkiye Kupasını alamıyorlar belki ama daha beteri de var; 102 yıldır UEFA Kupasını alamıyorlar

- Kupa yaz.. 1907 ye gönder.. Hezimet cebine gelsin

- 4 Golll Yiyene 1 Penaltı Bedava haha










Fenerbahçe Türkiye Kupası'nı en son 1983'teki finalde Mersin İdman Yurdu'nu geçip almıştı. O günlerde, 26 yıl önce dünya ve Türkiye nasıldı?
İşte yanıtı:
- Türkiye'de seçimle gelmiş bir hükümet yoktu. 12 Eylül 1980'deki askeri darbeden sonra ilk genel seçimler 6 Kasım 1983'te yapıldı.

- Türkiye, Avrupa Konseyi'ne parlamenter gönderemiyordu. - Katma Değer Vergisi hayatımıza girmemişti.

- Türk Parasını Koruma Kanunu değiştirilmemişti; Türkiye'de döviz taşımak suçtu; yabancı sigaralar ülkeye kaçak sokuluyordu.

- Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve birçok otoyol yoktu. GAP'taki Atatürk Barajı'nın temeli bile atılmamıştı.

- Naim Süleymanoğlu, Bulgar vatandaşıydı.

- Kürtaj kanunen yasaktı.

- Urfa'nın adı Şanlıurfa olmamıştı.

- Taksilerde taksimetre, trafikte ceza puanı uygulaması yoktu.

- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmemişti.

- Bülent Ersoy sahne yasaklıydı. Şan Sineması yanmamıştı.

- İstanbul'da denizotobüslerinin faaliyete geçmesine 4 yıl, evlerde doğalgaz kullanılmasına 9 yıl, Türkiye'nin cep telefonuyla tanışmasına 11 yıl vardı.

- Ronald Reagan ABD Başkanı idi; İngiltere'de Margaret Thatcher başbakandı.

- Heysel faciasının yaşanmasına 2 yıl, Mandela'nın özgürlüğüne kavuşmasına 7 yıl vardı.

- 1 ABD Doları 208 Lira, 6 sıfır atılmış bugünkü birimle 0.02 Kuruş idi.

- Renkli televizyon yayını yeni başlamış; TRT 4 saatlik deneme yayını yapıyordu.

- Sovyetler Birliği dağılmamıştı.

-Fenerbahçe'nin kaptanı Semih 1.5 aylık bebekti, Gökhan Gönül doğmamıştı.

- Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım 31, teknik direktör Aragones ise 45 yaşındaydı.

- Şu an Fener’de oynayan 11 futbolcu doğmamıştı. Gökhan Emreciksin (1984), Can Arat (1984), Burak (1985), G.Gönül (1985), Yasin (1985), Kazım (1986), Gürhan (1987), İlhan (1987), V.Babacan (1988), Mert Günok (1989), Abdülkadir (1991)
 

GELECEKTEN HABERLER

EZÜKBAHÇE KUPAYI ALDI
Önce özetler:

_Türkiye Marstaki uzay istasyonunu kapatma kararı aldı..
_Kalem pille çalışan otomobiller artık tarihe karışacak...
_Türkiye 325.000 dolar GSMH ile dünya birincisi...
_Mesliste bu yıl ABD ye yapılacak para yardımının artırıma gidilmesi öngörüldü
_Milli takımdan gelen üst üste 5. dünya şampiyonluğu..
_Ezükbahçe en sonunda TFF KUPASINI aldı.
Klüp başkanı yaptığı açıklamada 100 yıl sonra gelen bu kupa için çok mutluyuz dedi.

Mustafa Yılmaz / BACAK ARASI (Silifkeliyiz.Biz)

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Taraftardan hakeme ve futbolculara dayak - Vanspor Eyüpspor kavga görüntüleri - 2. Lig'de skandal

Futbola Bak Cacık Yap

Aşağıda izleyeceğiniz görüntü Turkiye'den. 10 Mayıs 2009 tarihinde Birinci Lig'e yukselmek icin yapılan maçlardan biri..
Van'da oynandı. Belediye Vanspor -Eyüpspor maçı.

Olaylar 62. Dakka'da çıkıyor. Oyun 30 dakka duruyor ve sonra tekrar başlıyor.

Hakemlerin ve ozellikle Eyüpsporlu futbolcuların (beyaz formalılar) başına neler geldigine ve nereye kactıklarına dikkat edin.


Videoyu şuradan izleyebilirsiniz: http://www.gazetevan.com/van/video.asp?id=28


Bu maçı devam etmesi tam bir skandal..

Maçın sonucunun federasyon tarafindan kabul edilmesi ise bambaşka bir skandal..

Eyüpsporlu futbolculara yasadıkları insanlik dışı olayın ardından oynamaya zorlanması insanlık adina bir skandal..

Tekme tokat dayak yiyen hakemi tekrar aynı sahaya çıkarmak ise bambaşka bir skandal..

Bu olaylar Türkiye'de oldu ve kararlar da yine Turkiye'de alıntı... Futbolumuz kökünden skandal..


Mustafa Yılmaz / BACAK ARASI (Silifkeliyiz.Biz)


NOT: Yorum bırakmak isterseniz, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

Silifke festivaline gelecek sanatçılar - 2009 Silifke festivaline gelen sanatçılar - Silifke uluslararası festival konserleri 2009

Silifke'de bu yıl festivale gelecek sanatçılar belli oldu. İşte 2009'da festivale katılacak sanatçıların listesi ve folklor grupları:


Konser verecek olan sanatçılar
Ahmet Şafak
Ceza
Rafet El Roman
Demet Akalın
İsmail Yk


Yabancı halk oyunları grupları
Bulgaristan
Kosova
İnguşya
Ukrayna
Gürcistan
Karaçay-Çerkez
Bosna
 
 
Festival Sunucusu
Murat Yeni

7 Mayıs 2009 Perşembe

Şike veya değil, önemli olan Michel'in huzuru

Platini tur atladı

Chelsea-Barcelona maçında yaşananlara sıradan bir futbolsever olarak normal de diyebilirsiniz, skandal da..
Hakem taraf tuttu da diyebilirsiniz, yoo da diyebilirsiniz..

Fakat memnuyeti kesin olan, sonuçtan Barca taraftarlarindan bile daha mutlu olan biri vardi o gece..

Michel Platini.
UEFA Başkanı (Fransa'nin efsanevi oyunuclarindan, eski Fransa milli takimi hocasi, Juventus kaptani, Fransa FF baskani)

Peki neden?

Neden o gecenin en mutlu adami herkese esit mesafede olmasi gereken, Avrupa futbolunun en güclü adami oldu?

Sponsorlar, UEFA ve FIFA'nin cesitlilik uzerine yeni calismalari, Guney Amerika ve Afrika TV gelirleri gibi konulari bir baska yazida ele aliriz, bugun icin cok daha başka bir tarafina bakacağız.


Asağıdaki kısa notları verip, yorumu sizlere bırakıyorum..

Paltini 2006'da goreve gelir gelmez ilk basin toplantisinda Sampiyonlar Liginde oynayan İngiliz klüplerin sayisini azaltmak istedigini soyledi.

Avrupada 18 yas altina profesyonel sozlesme imzalatilmamasi gerektigini, 18 yas altındakilerin cocuk isci trafine girdigini soylerken ozellikle İngiliz futboluna tas atti. İngilterede 16 yaşından itibaren sozlesme imzalatilabiliyor (MANU'daki Macheda gibi) . Büyükler basta olmak uzere bic ok İngiliz klubu 16 yasina girer girmez bir çok ulkeden gelecek vadeden yıldızları getirebiliyor. Diger Avrupa ulkelerinden farkli olan bu durumun nedenide Ingiliz fubol kültürü. Platini bu kültürü de elestirmisti..

İngiltere'nin Euro 2008'e katilamamasi uzerine gorüsü soruldugunda herkesi soke eden su cevabı vermisti: "Umrumda degil, onlari hiç de ozlemiyorum turnuvalarda"

Haziarn 2008'de Manu ile Chelsea'nin final maçindan sonra su ilginc demeci verdi: "Aslinda bir nevi sahtekarlikla finale geldiler. Borç yaparak çok para harcayip diger takimlardan daha iyi duruma gelip final oynuyorlar. Buna hile denir"

Buldugu her firsatta ozellikle İngiliz kluplerinin satilmasini, futbola her gecen yil daha cok para ayirmalarini elestiren ve borcu yuksek Avrupa takimlardan bahsederken o kadar takim arasindan her basin toplasinda sadece İngiliz kuplerini seçmesi..

Premier Ligde normal lig maclarin yansira ayrica 1 kereligine esktra bir macin da yurtdisinda, -ki bu ulkeler genelde Asya ve Afrika- oynanmasi fikri ortaya atilmis ve bir cok klup onay vermisti. Platini konunun gundeme gelmesinin hemen ardindan; buna karsi oldugunu, liglerin sadece ait oldugu ulkede oynanmasi gerektigini, Ingilizlerin bu fikrinin sacma oldugunu soyledi.

Yine Avrupa'da, ki kendi ulkesi Fransa'da da bir cok klüp alinip satilirkern, ornek olarak ozellikle Liverpol ve Manu'nun Amerikalilara satilmasini gundeme getirip. "Amerikalilarin Ingiltere'deki futbola ne isi var. Buna karsiyim" demisti.

Man City'nin Kaka'ya 100 milyon Euro teklifi uzerine: "Ingilizler futbolu bozuyorlar. Bir oyuncuya bu kadar cok para verilmez. Ingilizler ne yapmaya calisiyor" diye cok sert aciklamalar yapti. Oysa henuz bir kac ay once Real Madrid MANU'dan Ronaldo'ya benzeri bir teklif yapmis, hatta olayi çok buyuk kavgalara dokmuş, iki klup mahkemelik olmuş ve Platininden hic ses çikmamisti.
Ingiliz medyasi Platini'ye niye cifte standart yapiyorsun diye sorduklarinda ise Ingiliz kluplerini cilgina ceviren su tuhaf cevabi vermisti "Kimin icin ne soyleyecegime ingiliz medyasi karar veremez"

Son olarak 17 Nisanda Sampiyonlar Ligi kluplerinin de katildigi bir toplandida final uzerine sorular sirasinda hic konusu olmadigi halde iki ingiliz klubun cok para harcayarak ve borca girerek tekrar final oynamasini elestirmis, "boyle bir sey olursa yine "Hileyle" finale gelmis olacaklar " demisti..

Butun bu soguklugun yani sira Platini'nin İngilizlerle asil soguklugu 2007' nin ilk gunlerindeki su beklenmeyen cikisiyla baslamisti aslinda; 2018 Dunya Kupasi'nin Avrupa'da oynanmasi icin çalismalar baslatilmis ve o gune kadar en guclu aday olarakta Ingiltere gosterilmisti. UEFA Baskani olarak Platini konu uzerine sunlari soylemisti: "Ingiltere icin oy vermeyecegim. İngiltere ne futbol nede stad olarak bence uygun degil. Hollanda veya Rusya olabilir. Ama İngiltere asla.."

Platini 2006'da goreve geldiginden beri her 2-3 haftada bir Ingiliz futboluyla mutlaka bir sekilde kavga etti..

Sonucta, Butun bu olaylarin arindan Chelsea-Barca maciyla birlikte Ingilizler Platini'nin futbollarina olan dusmanligina giderek daha cok inaniyorlar..

Mustafa Yılmaz / BACAK ARASI (Silifkeliyiz.Biz)

NOT: Yorum bırakmak isterseniz, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

5 Mayıs 2009 Salı

Yılbaşında ne renk kilot giyeceksin - Yılbaşı gecesi iç çamaşırı seçimi - Hangri renkler senin için özeldir?


Silifkelilerin Don Renkleri

Saat 24'ü göstermeden hemen once Amerikalı bir arkadaşim yeni yıla nasıl bir donla girecegimi sordu.
Niye dedim, iddaya mı girdiniz?.

Yok dedi ve su ilginç bilgiyi verdi; Yılbaşı gecesi Italyanlar kırmızı, Arjantinliler pembe ve Brezilyalılar da yeni alınmış don atlet kilot sütyen jartiyer felan giyerlermiş. Oyle bir gelenek oluşmuş.

Bu gibi sorular her ne kadar KPDS veya üniverite sinavında cıkmasa da biz yinede bilelim zevgili Zülüfkeliler. Olur ya, ollardan bir hatuna veya cillop gibi birine gönül felan kaptırırsak yılbasımızı daha da güzel gecirriz bu önemli bilgimiz sayesinde..

Renkler ve zevkler tartışılmaz derler.. ama biz Zülüfkeliyiz, her şeyini köküne tartışırız.. yerim senin rengini bile deriz icabında, öyle degil mi millet?

Peki ya siz Silifkeli dostlar?

Yılbaşına özel renkleri olan var mı?

Görüsmek üzere dostlar.. Yengeç Osman öpsün hepinizi. mucuk mucuk.

.

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Silifke Anketleri - Mayıs ayı Anketi - Silifke'de hangisine daha çok ihtiyaç var

İnsanoğlu'nun ihtiyaçları da ihtiyacı olmayan seylere karsı isteği de hic bitmez..
Peki ya Silifkeliler?


Silifke'de sence şunlardan hangisine daha çok ihtiyac var?

1-Cafe-bar tarzı yerler
2-Yollarının en azından asfaltlanması
3-Alış-veriş merkezi

ANKET SONUCLANDI:

Cafe-Bar ( 34 oy, %27)
Yollar ( 49 oy, %39)
Alis veris ( 42 oy, %33)



DİKKAT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.
..

30 Nisan 2009 Perşembe

Türkler olmasa dünya diye bir yer olur muydu - Avrupa ve Anadolu'yu Türkler mi kurdu

YA TÜRKSÜN YA DA UZAYLI!

Gecenlerde Cevizkabugu programinda iki hafta ust uste Anadolu'da Türk tarihi ve Türkce konusu ele alindi.

Her zaman oldugu gibi bu programlarda da yine Turk halkini bilgilendirecegiz diyerekten Bati'ya kaşi tonlarca kinin kusuldugu, Turkleri yuceltmeye calisan bir tartisma yasandi. Aslinda tartisma diyemeyiz cunku soran da sunan da ayni seyi savunan insanlardi.

Konuklar Türklerin binlerce yildir Anadolu'da var odugunu ispatlamaya caliştilar. Hulki Cevizoglu da her zamanki gibi gene su diyaloglari dinletti durdu program boyunca; "Batililar bize siz Orta Asyadan geldiniz, tekrar oraya donun diye bizi Anadolu'dan atmaya calisiyorlar, ama iste bakin oysa biz binlerce yildir zaten buradayiz, Anadolu oteden beri Türk yurdudur, emperyalistler bizi yok etmeye calisiyor, Türklerden korkuyorlar, bizi gorunce ayaklari titriyor, bir Turk hem tum Avrupaya hem de tum dunyaya bedeldir, zaten tum dunya da bize karsi.. "

Studyodaki ve telefondaki uzmanların(?) soylediklerinden çıkartılanlar ise aşagidakiler oldu:

Dünya medeniyetlerinin kokü Türklere mi dayaniyor?

Anadolu 1071'den beri degil, 16 bin yıllık Türk yurdumudur?

Onbinlerce yıl once Anadolu ve Avrupa'da yasayanlar Türk müydü?

Troya (Truva) bir Türk ulkesi miydi?

Attila ve kurdu tepede pusu kurarak vadiden gecmesi beklenen Batılı düsmanları gozlüyor..



Sümerler Türk muydu?

Sümerce Türkçe'nin bir sivesimiydi?

Parayı ilk kullanan millet Turkler miydi?

Etrüskler bir Türk toplulugu muydu?

Roma Imparatorlugu aslinda bir Turk devleti mi?

Bugunku cagdas Avrupa'nın temellerini Turkler mi attı?

İskandinavlar Türk mu?

İskandinav dilleri Türkçe'den mi geliyor?

Kizilderililer Türk mu?

Amerika'yi ilk kez Turkler mi kesfetti?

Maya medeniyetinin kokünde Tükler mi var?

İncalar aslinda bir Türk kavmi mi?

Fransa'daki kaya resimleri Türklere mi ait?

Kürtler Turk olduklarini bile bile nicin inkar ediyorlar?

Avrupa medeniyetinin kokleri Trklere mi dayaniyor?

Latin alfabesi Türkce'den mi türetilmisti?

Peygamber Muhammed Türk asilli bir Arap miydi?

Japonlarin atalari Orta Asya'dan gelen Turkler mi?

Koreliler Turk soyunun Asya'da kalan bir bölümü mü?

Afganistan aslında bir Turk yurdu mu?

Turkler olmasa Iran diye ulke olur muydu?

Hindistana medeniyeti biz mi verdik?

Amerika'da beyazlar aslinda Turkleri mi dogradi?

Dunya dillerinin pek çogu Turkçeden mi dogdu?

Almanyada ilk yasayan kavimler Altaylardan mi gelmisti?

Turkler olmsaydi dunyada dil ve medeniyet diye bir sey olur muydu?

Batililar bizi siz Orta Asyadan geldiniz, tekrar oraya donun diye bizi Anadolu'dan atmaya mi calisiyorlar?

Batililar atalarimiz Turk demekten nicin utaniyorlar?

Bati'nin en cok korktugu sey Turk tarihinin ortaya cikmasi mi?

Ataturk Canakkale'de Batı'dan binlerce yillik bir intikam mi almisti?

Ataturk ne diyorsa inanmali ve uygulamaliyiz, bu yuzden "Atatuk Gunes Dil teorisinde yanildi" demek yasaklanmali mi?

Turistlerin gezigi Aspendos, Efes, Ayasofya felan aslinda birer Turk eserleri mi?

Dunyanın en eski mimarlari ve muhensileri Turkler miydi?

Matematik, tip, uzay bilimleri gibi alanlari dunyada ilk hayata gecirenler Turkler miydi?


Daha neler neler.. Boyle devam edip gidebiliriz. Fakat uzatmadan simdilik burada duralim.

Peki butun bunlar dogru mu?

Bir soru da ben ekleyip onumuzdeki gunlerde kaldıgım yerden devam edecegim "Bu programlarda olmasa Türk Türk Türk diye kafayı yiyenler ne yapacakti?


Toros Akdeniz - TANRILAR ve SAZANLAR (Silifkeliyiz.Biz)


DİKKAT: Yorum yazmak isterseniz, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

..

Domalan Mantarı - Yatakta adamı uçuran yiyecek "Domalan" - Meşhur Domalan Mantarı hakkında bilgiler

Afrodizyak deposu bir yiyecek arayanlar, Domalan Mantarı'nı denediniz mi?

Yatakta süperman olmak için son yıllarda afrodizyaklı bitkiler ve kimsayal ilaclar oldukça rağbet görüyor. Bu tür yiyeceklerden birisi de Karaman ve Konya yoresinin meşhur "Domalan Mantarı".

Peki nasil bir şey bu Domaltan mantar?

İşte, Selçuk Üniversitesi Mantarcılık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Celaleddin Öztürk'ün konu hakkinda verdiği bilgiler:




İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri'nde daha yaygın

"Domalan Otu"nun yetiştiği her yerde bulmak mümkün.

Domalanın yenilebilir, zehirsiz bir türdür

Domalan otunun bulunduğu yerde toprak altında kabarır.

Patatese benzeyen bir şekli vardır. Bu mantar türünü bilen köylüler tarafından kolaylıkla fark edilerek bulunur.

Arazide çok nadirdir.

Konya ve yöresinde birçok bölgede insanları arazilerde mantar ararken görmek mümkündür.

Domalan mantarına bu derece yoğun ilgi gösterilmesinin afrodizyak etkisinden kaynaklandığını düşünüyorum.

Afrodizyak etkisi olduğu için çok aranan bir tür.

Özellikle Araplar çok fazla tüketiyor

...

27 Nisan 2009 Pazartesi

Happy Yaşlılık Yılları Herkese - Dostlara Doğum Günü Öğütleri

Sevgili Zülüfkeliler, (anlamayanlar icin Silifkeliler)

Yaslandığını kutlayan, yaslanıyorum, olume yaklasıyorum diye parti veren, gebermemize az kaldı diye birbirine hediyeler alan tek salak canlı insanoğludur..

Dogum günlerini iple çeken, ama olumden de ocu gibi korkan bir tuhaf yaratıktır insanoglu..

Ama yine de doğum günü ozeldir. Anamız babamız o haltı yeyip attıysa bizi bu aleme, vardir bir bildikleri..
Madem bu gunu kutlamak bir gelenek haline gelmis o zaman Kutlamak gerekir.. Pasta yemek gerekir. Olmadi, Frenk avradının dedigi gibi Pasta yoksa ekmek yemek gerekir..


İmdi..
Doğum gunu kutlamalarinda en çok dikkat etmeniz gereken şey hediyeler hususudur.
Gebermenize az kaldi diye hediye getiren biri dost most olamaz.. Insanin yuzune gulup arkadan hancerlemek denir buna.

Madem oyle o zaman şunu uygulamalıyız sevgili Zülüfkeliler:

Gelen hediyeleri fisi ile beraber isteyecegiz. Bakin hediyenin fişine, mesela eger 30 liranin altindaysa, kabul etmeyin. Ezdirmeyin dogum gününüzü. Adam gibi hediye almayan gelmesin. Dik durun. Pasta yerkende yaninda gazli bir seyler icmeyin. Kalori degerini 3'e katlar.. Aman dikkat.

Bir cift sozümde sevgilisi olan Zülüfkelilere; evleneceğiniz garanti olmayan sevgilinize ozellikle giyebileceği, dişarda veya yatakta kullanabilecegi cok guzel, onu cekici gosterecek hediyeler almayin. Iki gun sonra size tekmeyi basip o guzel şeyleri başkalariyla fingirdeşirken kullanacak.. elin adamini ya da kizini onla kandiracak.. Hediye boynuzlanmasi sendromu yaşarsınız sonra.. Aman ha.

Bugün bu ogütleri paylasmama sebep olan biri var, Silifkeliyiz.Biz 'in resmi fotoğrafçısı Cevat dostumuzun doğum günüydü gecenlerde (24 Nisan). Happy Yaşlılık Yılları Cevatcığım..

Görüsmek üzere dostlar.. Yengeç Osman öpsün hepinizi. mucuk mucuk



DİKKAT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

.

Türklerin Müthiş icadi "Okula perukla girilir"

Turban gercekten bir sorun mu?

Tabiki hayir, oyle olsa universiteye giden genc kizlara "okulun giris kapisina kadar turban tak, ama kapidan girince kafanda peruk olsun" denmezdi devlet tarafindan.

Peki sorun bu degilse nicin boylesine sacma seyler yasaniyor?
Cunku Turkler gereksiz icatlari sever..
Son yillardaki icatlarindan biri de "Turkiye’de okullara perukla girilir"

Sorunun turban olmadigini hepimiz biliyoruz.
Sorun; dinciler denen kisilerin cumhuriyet duzenine dalmalarini engellemek..
"Ataturk’un cumhuriyetinde allahu ekber yarabbi sukurculere yer yok" diyenlerle "baslarim senin Ataturkune de cumhuriyetine de cekil lan onumden" diyenlerin kavgasi bu.
Ikisi kapisinca iste boylesine tatsiz tuzsuz fakat bol renkli bir cesit corba cikiyor ortaya. Icmeyi deneyeyin bogazinda kaliyor..

Isin en ilginc yani ise, "okullara peruksuz giremezsiniz diyen bir devletin" tepesindeki ilk iki adamin eslerinin ve cocuklarinin turbanli olmasi..
Suphesiz bu da yine "Tarihdeki Muthis Turk tuhafliklari" serisinde yerini alacaktir.

Okullara turbanli girmenin yasak olmasi konusunda cevabini bugune kadar ne Devletten, ne de Cumhuriyetcilerden duyabildigim kisa bir soru yumagim var:

Dini siyasete alet etme, gericilik, devrimlere karsi olmak, Ataturkcu cizgiden uzaklasmak, seriat istemek, laik duzeni degistirmek, cumhuriyeti yikmak gibi nedenlerden oturu turbanli kizlari okula almayanlar -ve bunu savunanlar- acaba bu kizlarin cogundan cok daha asiri dinci, karsi devrim icin kizlardan daha cok mucadele eden, anti laik kesimin ekonomisini de elinde tutan erkek ogrencileri nicin okula aliyorlar?

Burada bir cifte standart yok mu?

Dincisin deyip kizlara okulu yasaklarken, yine dincisin deyip erkege okulu serbest birakmak hangi akla hizmettir?

Turkiye Cumhriyeti Devleti dinci diye tabir ettigi erkekleri tehlikeli gormuyor mu?

"Ben Ataturke de Cumhuriyete de laiklige de karsiyim, yasasin seriat, yasasin Humeyni, laiklerden hesap sorulacak" diye sabahtan aksama bas bas bagiran binlerce erkek ogrencinin universitelerde cirit atmasina ses cikarmayan devletin gucu sadece kadinlara mi yetiyor?

Dinci erkekler, dinci (turbanlilarin cogu da dinci degildir aslinda) kizlardan daha mi az tehlikelidir?

Dunya Bilgi Caginda her gun yeni bir sey ortaya cikarirken, Turklerin ise "Okula perukla girilir" gibi utanc verici bir icattan baska hic bir seyi yok malesef..


Toros Akdeniz - TANRILAR ve SAZANLAR (Silifkeliyiz.Biz)


DİKKAT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

..

26 Nisan 2009 Pazar

Domuz Gribi Nedir - Domuz Gribi Nasıl Bulaşır - Domuz Virüsü hakkında bilmemiz gerekenler

Domuz Gribi'nin Aşısı var mı, nerden çıktı bu grip?

Öldürücü bir grip salgını ile karsı karsıyayız.. Domuz Gribi dedikleri bu hastalık Meksika'dan çıkıp hızla tüm dünyaya yayılıyor.

Aman dostlar dikkat.. Herkesle öpüşüp koklasmayi bırakın bu aralar.. sakın bana bulaşmaz demeyin.


DOMUZ GRİBİ NEDİR?
Normalde domuzlarda görülen A tipi grip virüsünün yol açtığı bir solunum hastalığı olarak biliniyor ve hızla yayılabiliyor.
 
İNSANA BULAŞIR MI?
Domuzdan insana ve insandan insana bulaşabiliyor. Virüse karşı insanın doğal bağışıklığı bulunmuyor. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastalığın kontrolden çıkmak üzere olan geniş çaplı salgın olabileceği uyarısında bulunuyor.



DOMUZ ETİ YEYİNCE Mİ BULAŞIYOR?
Hayır. Solunum yoluyla bulaşıyor.

DOMUZLARDA YENİ VİRÜS MÜ?
İnsanlardaki grip virüsü gibi, domuz gribi virüsü de domuzlarda sürekli değişim gösteriyor. Domuzların solunum yollarında domuz, insan ve kuş gribi virüslerine duyarlı alıcılar bulunuyor. Dolayısıyla domuzlar, virüslerin eş zamanlı bulaşması halinde yeni grip virüslerinin ortaya çıkma ihtimalini artırıyor. Meksika'da ölümlere neden olan domuz gribi virüsü A/H1N1 ve insan, domuz ve kuş gribi virüslerinin karışımından oluşuyor.

AŞISI VAR MI?
Domuzlara yapılan aşı bulunuyor, ancak insan için henüz aşı yok.

Foto Bulmaca 2

Mayıs ayı foto bulmacamızda aşagıdaki kücük kareyi gosterip burası Silifke'de neresi, fotonun tamamı nasil bir yer diye sormuştuk.

Sadece 1 bir kişi dogru cevaplayabilmiş (skandal diyebilir miyiz :)) ) Bu arkadaş bizden 1 hafta her şey tatil Azı Tepesi tatili kazandı :)

Ve Işte Bulmacanın Cevabı
Foto: Yapraklı Koy (resmi büyük gormek için üstüne tıklayın)
Fotografı çeken: Ufuk (cok teşekkürler)

19 Nisan 2009 Pazar

Balina Sevgilim, Maymun Aşkım

Üniversitede okurken kiz arkadaşlarimdan birine "balinam benim" derdim. Hayir, dev gibi olduğundan degil. Dev balinalar gibi sessiz, kendi halinde, yaninda kendini guvende hissettiren bir havasi oldugu ve ayrica balinalari da cok sevdiğimden dolayi oyle diyordum.

O ise ilk baslarda bozuluyordu ve kızıyordu ama sonralari baskalarinin yaninda soylemedigim surece kızmaz oldu.

Insanlar sevdiklerine sevdigi canli veya cansiz nesnelerin adini verirken aslinda farkinda olmadan hep sadece herkesin sevdigi seyleri buluyorlar. Papatya, Gul, Kelebek, Bebek, Kumru vs..

Mesela hamsiye neredeyse tapan biri sevgilisinin babasina "kiziniz da hamsi gibi, cok istiyorum onu" demez. Ya da Murat 124 hastasi biri kiz arkadasina "gel sana bi balans ayari cekeyim 124'um benim" demediği gibi..
Geyik olsun diye soyleyenlerden bahsetmiyorum tabi.

Peki ya bazilarinin soyledigi gibi maymundan gelseydik?

Birbirimize "maymun aşkım" , "maymun suratlı kocacım" , "maymuncuk ninem benim" diyebilirmiydik acaba?

Darwin hic bir zaman insanlar maymundan gelmistir diye bir laf etmedigi halde yillardir sanki boyle bir iddaada bulunan varmis gibi ortaligi yikan, hic konusu olmadigi zamanlarda bile daha evrim'in e'sini soyledigin saniyede "sen maymundan geldiysen bilmem ama benim atam o kıllı sey olamaz" diyenler var..

Ey insanoglu denen yaratıgın numunelerinden bazilari; maymundan gelsen ne olacak, çiyandan gelsen ne olacak? Soğan kökünden bitsen ne olacak, kurbaga bokundan türesen ne olacak?

Insansan insan olabiliyor musun sen ona bak.. O begenmedigin kıllı Maymun maymunluğuna, kurbağa kurbağalına aynen hic bir kıvırtma yapmadan devam ediyor.. Senden de benden de daha adam gibi adam onlar.

Kökünde Silifkelilik olanlar 2 - Gürültülü seviştikleri için cezalandırılan azgınlar

Tamam kardeşim anladık, genlerinizde Silifkelilik var. Tamam da bu kadarda abartılmaz ki yahu.. Mahalleyi uyutmuyorsunuz yani :))

Seks yaparken fazla seks çıkardıkları için cezalandırıldılar. Caroline (47) ile kocası Steve (46) seks yaparken, inlemeyi, bağırmayı, birbirlerini tokatlamayı seviyorlardı. Onların bu fantezileri ise komşularının çok canını sıkıyordu. Çünkü çıkardıkları sesler yüzünden bazı geceler komşuları uyku bile uyuyamıyorlardı. İngiltere’nin Sunderland kentinde yaşayan Cartwright çiftin komşuları birkaç kez polise başvurdu ama cevap alamadı. Çiftin sevişirken çıkardıkları sesleri kasete aldılar. 3 saatlik kasetteki kavgayı andıran sevişme seslerini dinleyen polis ikna oldu. Kocayı 300 eşine ise 200 sterlin para cezasına çarptırdı.

18 Nisan 2009 Cumartesi

Tarihin Soygunu ve Anakonda Devlet - 2

Benim "Tarihi Soygun" diye adlandirdigim bu sistem bakin nasil keklik gibi avliyor herkesi:


1- Oran hirsizligi, bahisciyi yanilmaya zorlama

Ornek icin hemen bugunun maclarindan rastgele birini secelim:

Udinese - Werder Bremen

Iddaa beraberlik orani: 3.00
Bahis sirketlerinin ortalama orani: 3.40 (3.6 da veren var)

Idda ile ozel bahis sirketleri arasindaki bu oran ucurumu her macta var. Bu bahse Turkiye'de 10 lira yatiran birisi 20 lira kazanirken. Ayni bahse Ingiltere'de oynayan birisi ise 24 lira kazaniyor.
Peki Turk'un sucu neki Ingilizden az kazaniyor?

Yatirilan para miktari arttikca aradaki kazan farkini dusunun artik.. Bu oran hirsizligini bir afta boyunca oynanan tum kuponlara yaydiginizda ise iste karsiniza kasanin devasa haksiz gelir tablosu cikiyor.

Insanlar kumari para kazanma umidi ile oynar. Eglence icin oynayan bir allahin kulu yoktur yeryuzunde.

Bir bahisci icin de temel prensip: az sermaye ile cok kazanmaktir. Bu da bahislerdeki toplam orana baglidir.

Devletimiz insanlarin bu mantikta oldugunu ve bunun cok buyuk bir zaaf oldugunu iyi biliyor. Oranlari dusun tutarak kuponun toplam getirisini azaltiyor. Boyle oluncada vatandas toplam orana bakiyor, bu ne yav diyor ve yukseltmek icin mac eklemek zorunda kaliyor.
Mac ekledikce de kazanma sansi azaliyor.

Burada devlet caktirmadan vatandasinin cebine akrebi koyuveriyor.
Bahiscilikteki temel kazanma kuralini sonuna kadar zorluyor:

Formul sudur:Tercih sayisi fazlaligi = kasanin kazancini garantileme orani

Yani, kupona eklenen mac cogaldikca kazanma olasiliginiz dusuyor . Bu da kasanin isine geliyor.

2- Zorunlu mac sayisi

Birinci asamada ac bir anakonda gibi caktirmadan vatandasinin belini kavrayan devletimiz, atik avinin hepsini birden yutmaya hazir..

Cok mac ekledikle hep batiyoruz diyen bahisci bari az oynayip en azindan kazanma oranim artar diyor. Fakat kumarin kitabini yazmis olan devletimiz hemen devreye girip soygununa kaldigi yerden su sekilde devam ediyor:

Zorunlu mac sayisini yuksek tutuyor.
En az 4 mac oynama kurali bahiscinin kazanma oranini otomatik olarak dusuruor.

Ozel bahis sirketlerinde ister tek mac oynayin. ister 20 mac.

Iddaa: Guvendigimiz iki mac var. Oynayamazsiniz. Iki mac daha bulmaniz lazim.
Otomatik olarak kazanma oraniniz %50 azalmis oluyor.
Devletin kazanma orani ise %50 artmis oluyor.

Cin kumarhaneci dedikleri iste budur..


Nihayet butun bu hazirliklardan sonra artik anaconda avini yutmak icin agzini aciyor. His sansiniz yok, midesine duseceksiniz:

Oranlar az oldugu icin daha cok mac ekliyorsunuz: Iddaa'nin kazanma orani artiyor.
Mac sayisi kurali oldugu icin cok mac oynuyorsunuz: Iddaa'nin kazanma orani artiyor.

Bahis oynayan vatandasin "kazanma orani artiyor" diye bir sonuc hic bir zaman cikmiyor..

Tarihin Soygunu diye bosuna demiyoruz..

Eger bir sektorde rekabet yoksa, ortada var olan tek sey soyup sogana cevrilen halktir..
Iddaa, rekabet olmadigi surece haksiz kazancina devam edecek..

Iddaa ile ilgili son resmi kar ve ikramiye rakamlari da geceblerde su sekilde yayinlandi:
- Brüt hasılat 6.7 milyar YTL
- Dağıtılan ikramiye 3.2 milyar YTL


Notlar:
Kafa karisikligi olmasin, Iddaa ozel bir firma tarafindan oynatiliyor, fakat devlet tarafindan yaratilip gelirin cogunlugu devlete gittigi icin kasaya kisaca devlet diyoruz.


Yazının birinci bolümünü okumak icin tıklayın


DİKKAT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

.

17 Nisan 2009 Cuma

Çalışmaktan bıkan Zülüfkelilere felsefik öğutler

Sevgili Zülüfkeliler, bugün sizlerle tamda Silifkeliler icin yazılmıs bir şeyler paylaşayım dedim.

Daglarinda cicekler acan memlekette yaşayan cok degerli bir Zülüfkeli dostum aşagıdaki felsefik öğutleri fısıldadı kulağıma dün gece bir dost meclisinde.

Okuyalım bakalım..

1-İnsanlar yorgun doğar,dinlenmek için yaşar
2-Çalışmak yorar
3-Gündüz dinlen ki gece rahat uyuyabilesin
4-Yatağını kendin gibi sev
5-Yarın yapacağın işi bugün yapma
6-Bugünün işini yarına bırakma erteleyebildiğin kadar ertele
7-Dinlenen birini görünce otur ona yardım et
8-Oturman mümkünse ayakta durma,yatman mümkünse oturma
9-Tembellikten kimse ölmez
10-Çalışma isteği duyduğun zaman bir yere otur ve isteğinin geçmesini bekle

Görüsmek üzere dostlar.. Yengeç Osman öpsün hepinizi. mucuk mucuk

16 Nisan 2009 Perşembe

Tarihin Soygunu ve Anakonda Devlet - 1

Turkiye Cumhuriyeti sinirlari icinde kumar oynamak ve oynatmak yasak. Kumarhane acmak yasak.
Hatta, Turk kara sularina giren turist tasiyan dev gemilerde bile kumar yasak, kumarhenelerini kapatmak zorundalar.

Yuzyillardir ozellikle Avrupa ve Cin de cok populer olan bahis oyunlari Turkiye'de sadece at yarislari ile sinirliydi. Internetin yayginlasmasi ile Turkiye'ye de 10 yil once nihayet futbol bahisleri de geldi.

Eskiden futbolsevelerin tek bir oyunu vardi: Spor Toto.

Devlet tarafindan oynatilan Spor Toto ve benzerleri devlete her hafta belli bir getiri sagliyordu. Bu devlet oyunlari internet bahis sitelerine yenilmeye baslayinca devlet buna bir cozum bulmaya karar verdi ve sonunda bahis sirketlerinin internet sitelerinde bahis oynamayi yasakladilar.

Ayni yasak bahis disinda internetten kumar oynayanlar icin de geldi.

Bahis dalgasinin Turkiye'de cok buyuk etki yaptigini goren devlet spor toto tarzindan vazgecip o yasakladigi sitelerden fikir ve sistem calarak (esinlenme diyene gulerim) "Iddaa" adini verdigi kendi bahis dunyasini kurdu. Cin gibi bir fikirle de bahis ve kumar havasi vermesin diye adini eglencelik bir seymis gibi gosteren iddaa koydular.

Aslinda dunyada bu tur sureclerden gecen ve kendi bahis sistemini kurmaya calisan tek ulke Turkiye degil. Baska ulkelerde farkli yontemler de kullanilmaya calisiliyor. Fakat Turkiye kadar seytani dusuneni hic olmamisti.

Devletin kurdugu bi Idddia sistemi o kadar zekiceki, dunyada bu sistemden daha iyi oynayani her zaman soyup sogana cevirecek baska bir kumar cesidi daha yok. Sadece ama sadece her zaman oynatanin kazanacagi akillara zarar veren bir kumarhene isletmeye basladi Turkiye Cumhuriyeti.

Gerci kumarin ozeti zaten sudur; kazanan daima kasadir. Yani oynatan.

Fakat bizim Iddaa kumarin bu temel prensibi bile asmis, ucmus uzaya firlamis durumda..

Yazinin ikinci bolümünü okumak icin Tıklayın



DİKKAT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

15 Nisan 2009 Çarşamba

Kökünde Silifkelilik olanlar - Rakip partinin mitinginde konuşma yapan bakan

Bir insan genlerinde Silifkelilik olduğunu ancak bu kadar güzel ortaya çıkarabilirdi :))

Hindistan'ın güneyindeki Karnakata eyaletinin İçişleri Bakanı VS Acharya, seçim turu sırasında konuşma yapmaya başladığı bir mitingin rakip partiye ait olduğunu farkedince kaçar adımlarla olay yerinden uzaklaştı. Hindu milliyetçisi Baharatiya Janata Partisi’nin üyesi olan Acharya, Udupi bölgesinde kalabalığı görünce fırsatı kaçırmayıp kürsüye çıktı ve federal hükümeti oluşturan iktidardaki Kongre Partisi’ni eleştirmeye başladı. Bir süre sonra karşısındaki kalabalığın, eleştirdiği partinin taraftarları olduğunu anlayan Bakan, ‘’aslında ben nezaket ziyaretinde bulunuyordum’’ diyerek koşar adımlarla miting alanından uzaklaştı.


Acharya’nın kendi partisinin mitingi yerine yanlış alana gittiği belirtildi.





DİKKAT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

Silifke'yi ziyaret edenlerle röportajlar serisi 3 - Ordu'dan Aydın

Bugunde bir Karadenizli konuk oluyor sohbetimize..

Adı: Aydın
Nerden: Ordu
Yaş: 31
Silifke ziyareti: Bahar 2008
Röportajı yapan: Yengeç Osman

Aydın hocam karadenizliymissin, dogru mu? :
Evet. Ordulu

Ordu'nun dereleri diye sevdigim bir turku var. Orduda her yerde dere mi var? :
Olmaz olurmu, buraya gelip görmek lazım. İrili ufaklı binlerce dereye karadenizde rastlarsınız.

Karadeniz deyince Silifkelilerin aklina aklina cay, findik ve hamsi gelir hemen. Yemeyi cok sevdiklerinden herhalde. Siz findikci misiniz hamsici mi? :
İşte burda duralım, karadenizli fındık üretir ,geçimimi onla sağlar. Fakat hamsi yemeden ondan sonrada Rize çayı içmeden duramaz. Klasik bir karadenizli bunlara müptaladır..

Silifke'de de kefal ve nar olur bol bol. Yediniz mi narimizdan? :
Silifke'de kefalı bilmiyorum. Ama çok güzel bir levrek yakalamıştım. Unutmadığım hoş anılardan birisi.. Nar en sevdiğim meyvalardan birisi, kışların vazgeçilmezi. Akşamları 1 tane kıpkırmızı nar yemenin keyfi bir başka.

Bir de nar eksisi var. Kisira salataya felan super tat veriyor. Ama simdi eksitmeyelim sohbetimizi.

Silifke'ye sadece bir kez mi geldin yoksa firsat buldukca geliyor musun? :
Tam olarak hatırlamıyorum ama 3 defa olması lazım. Fakat fırsat bulursam buralara tekrar gelmek isterim.

Sen bu gidisle Silifke'nin yolunu sokagini bizden iyi biliyor olacaksin. Sehrin icini epey gezdin mi? :
Gezdiğimi sanıyorum. Mesala Uzunburç'a nereden dolmuş kalkar, Balık nerde satılır, Belediye nerdedir, hepsini bilirim.

Bundan sonra Silifke'ye gelecek Karadenizlilere rehberlik yap bari sen hocam. Masallah haritasini cikarmissin sehrin:
Burası aslında pek Karadenizden farklı değil, Sosyal yaşam burda da Karadeniz gibi renkli, bu benim izlenimlerim.

Tatile gidenlere genelde gordugu guzellikler, yasadigi guzel anlar sorulur. Biz bi degisiklik yapalim simdi: Silifke'de edindiginiz kotu deneyimler var mi hic? Basiniza gelen hos olmayan olaylar, Silifke uzerine pismanliklar felan? :
Aslında buna ne denilir bilinmez. Aslında güzel başlayıp hoş olmayan bazı olaylara şahit olduğumuz bir anı. Göksü nehrinin üzerinden baktığınızda Silifke kalesi sizi tüm ihtişamıyla davet eder. Biz de bu davete hayır diyemedik , orayı bir ziyaraet edip, birde ordan görelim dedik Silifkeyi. Tahmini bir yol çıkardık kafamızda ve kaleye dogru çıkmaya başladık. Ama 10 dakika geçmemiştiki yokuş bir sokak yanında bir okul ve öğrenciler. Buraya kadar herşey normal iken, öğrenciler bizlere birşeyler söylemeye ve üstümüze taş fırlatmaya başladılar. Bir anda ne olduğunu anlayamadan rotamızı geriye çevirmek zorunda kaldık. Silifke kalesini görememenin burukluğu her zaman içimde kalmıştır. Daha sonra öğrendimki orası Say Mahallesiymiş. Silifkede pekte hoş olmayan anıların geçtiği bir yer. Ama birkaç öğrencinin bu davranışı silifke geneli hakkındaki olumlu görüşlerimi değiştiremez...

Soylediklerini dinlerken dondum kaldim!. Her sey harikaydi, kotu ne olabilir diyeceksin sanmistim.. Bagdat gibi bir memleket cikti ortaya. Bu uzucu olay icin Silifke adina cok ozur diliyorum. Bir daha gelirsen Silifke'ye ozel olarak en guzel sekilde agirlayalim seni kalede. Kale kurban olsun senin gibi ziyaretcilere:
İnşallah yolumuz birgün yine düşerde, bizde bu ihtişamlı kaleden silifkeyi seyrederiz.

Sen gel, o kale yoluna hali doseyecegiz, olmadi yuruyen merdivenle bile cikartir.. onu da begenmezsen helikopterle bile ucariz oraya. Doya doya izlersin kaleden o muthis delta ve sehir manzarasini:
Çok teşekkür ederim, bundan şüphem yok.

Simdi bu sohbeti okuyanlar "of be Silifke'de Teksas gibi biyermis ha" demesinler. En cok hosuna giden seyler neydi Silifke'de? Varsa onlari da soylede keyfimiz yerine gelsin biraz:
Silifke'ye Antalya yönünden gelirken o güzelim koylar, şehir içindeki tarihi kalıntılar, Göksu ırmağı, Uzuncaburç, Kızkalesi ve Narlıkuyu'yu da Silifke'ye dahil edersek, ve muhteşem balıkları; melanur, çupra, levrek, mırmır. Aklıma ilk başta gelenler bunlar.

Baliklara cok meraklisin galiba. Bu saydiklarini Silifke'ye gelen kac turist aklina getirirde sorarki. Bravo hocam, keske her ziyaretci senin gibi olsa:
Balık tutmak stres atmanın en güzel yöntemi. Yeterki bir kere tutmayıver. Mecburende isimleri öğreniyorsun. Ama birde kubağaya benzeyen, balon gibi şişen misinaları yiyen bir balık varkı, bunlara dikkat ediyorum.

Irmakta da bol sazan olur, yilan baligi felanda cikar. Bi dahaki geldiginde kaleden sonra bir de baraja goturelim seni, dutla hamurla felan olat atariz. Timsah felan olmaz korkma. Lastikle bile yuzeriz hatta:
İnsanın aklını çelen,denemeye değer bir fikir. Timsah yoksa neden olmasın.

Epey vaktini aldik Aydin hocam. Sen simdi git istersen biraz findik topla gonder bize. Hergun bir avuc findik iyi geliyormus, agannini gagannini yani.. Bahar geldi, yaz kapida, icimiz kipir kipir.. Findik super gider bu aralar: Fındık olsunda, yiyelim. Yanındada çay

Cay demisken, bir saat oldu bilgisayarin basinda gozum agridi, gidip bir kahve yapayim, hava alayim biraz. Sen de git hamsi yakala rihtimda. Bir dahaki sohbetimizi de artik kalemizi gordukten sonra yapalim:
Hamsi artık seneye, bizde somonla idare edelim. İnşallah Silifke'de görüşmek üzere...

Bu guzel ve ilginc bilgiler veren sohbet icin tesekkur ederiz. Sizi seviyoruz. Silifke'den kocaman sevgiler.


DİKKAT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

Hoşgeldiniz yeni Göz Doktorumuz Op.Dr. Selda Uysal

Silifke Devlet Hastanesine yeni atanan sevgili doktorumuz Op.Dr. Selda Uysal Uludağ Üniversitesi Tıp fakültesinden mezunu. Istanbul ve Yüksekova'da görev yapmış.

Selda doktora görevinde başarılar diliyoruz. Silifkelilerin gözlerine kendi gözü gibi bakması dileğiyle..

Silifkeliyiz.Biz

Derbi olayları üzerine kısaca

Galatasaray ülkemizin şu ana kadar ki yıllarda kazandığı en büyük başarısına; UEFA Kupası’na sahip takımıdır. Ne yazık ki son Fenerbahçe maçında çıkan olaylar hem Galatasaray’a hem de Fenerbahçe’ye manevi olarak zarar vermiştir.

Semih ve Arda’nın arasında çıkan tartışmanın tamamen bir yanlış anlaşılma olduğu belliydi. Semih’in ayırmak için yaptığı sert hareket Arda’ya yumruk gibi gelmiş, ortalığın zaten gergin olmasından dolayı bu olaylar ortaya çıkmıştır.

Neyse ki Semih ve Arda yaptıkları hatanın farkına vardılar ve tüm Futbolseverlerden özür dilediler. İki futbolcunun bu hareketi onların arasındaki dostluğun gerçekçi olduğunu gösteriyor. Sabri, Emreler ve Lugano adlı şahısların yaptığı hareketleri şiddetle kınıyoruz.

*Jokerdi*


NOT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

Silifke'de Kürt sorunu

Yazımın başlığını okuduğunuzda eminim Silifke’de ne kürdü ne sorunu demiş olmalısınız. Biliyor musunuz 2009 yerel seçimlerinde DTP’nin Silifke adayı vardı. Bu parti hem Silifike gibi bir yerden hem aday çıkardı hemde az da olsa oy almayı başardı.

Şimdi bunun sebebini biraz geçmişte ve çevrede arayalım. 2000 senesinden itibaren Mersin’deki işsizlik hat safhaya ulaşmış, Mersin bu tarihten itibaren doğudan aldığı göçü taşıyamaz hale gelmiştir. 2003 senesinde Silifke’ye ilk Mersin merkezli bir dükkân şube adı altında açılmış ve Mersin’den Silifke’ye doğulu göçü başlamıştır.(Herhangi bir saldırı olmaması için iş yeri ismini ve bilgisini söylemek istemiyorum…) 2008 Aralık ayında Silifke’deki toplam mersin merkezli ve tamamını doğuluların açtığı dükkân sayısı 14’tür. Objektif baktığımız zaman doğudaki bilinçsiz üreme ve çoğalma göç ettikçe artmakta ve çoğalım devam etmektedir. Bu gelişim nüfusunu taşıyamadığı şehirleri de ardından getiriyor.

Mersin de bu şehirlerden birisi giderek artan nüfus artışı ve devam eden işsizlik doğudan gelen göçü yaymaya başladı. İlk olarak Erdemliye gelen göçleri Erdemli halkı ve belediyesi tepki göstererek önledi. Şuan Silifke ye doğu geç devam ediyor. Günümüzde devamlı yükselen binalara baktığınızda buralara kim oturacak "Silifke’de evsiz mi var? Yoksa Silifke turizm merkezimi?" Soruları yanıt aratıyor insana…

Gerçekçi bakarsak her şey ortada ev var, iş var, cennet gibi bir memleket, mükemmel bir mevsim ve dört mevsim boyunca toprağı boş kalmayan tarlalar. İşte cennet Silifke… İşte Silifke’yi bekleyen büyük bir sorun… Önlem alınmazsa burası da bir Mersin olacak ve bir yere gittiğinizde nasıl Mersinliyim dediğinizde Sende Kürt müsün? Sorusunu alıyorsanız Silifkeliyim dediğinizde sendemi Kürtsün sorusu ile karşı karşıya kalacaksınız... Bunu önlemek bir Silifkelilik görevidir ve önleyecek tek kişi yıllardır MHP ile seçilmiş belediye başkanımızdır. Silifke Mersin olmasın Silifke Silifkelilerindir...


Üye Olun!
Bulmacalar, yazılar, haberler, söyleşiler, Silifkelilerin yorumları ve sitede paylaşılan her şeyden haberdar olmak için soldaki veya aşagıdaki TIKLA ÜYE OL 'a tıklayıp sadece adınızı ve emailinizi yazmanız yeterli.

..

13 Nisan 2009 Pazartesi

Silifke Anketleri 1 - Nisan ayı "Silifkeliler kime aşık acaba" anketi

Silifkeliler aşk insanıdırlar.. Silifkeliler çok pis aşık olur derler.
Peki ama kime?

Soruyoruz: Hayatının en büyük aşkını kimle yaşadın / yaşıyorsun / yaşamak istersin

Sonuclar:
A-Silifke'den biriyle: 47 oy - %522
B-Dışardan biriyle: 43 oy - %47



NOT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

2000 Yılından beri Silifke Festivaline gelen sanatçıların listesi - 2000'den bu yana Uluslararası Silifke Kültür Haftası'nda konser veren sanatçılar

2000 yılı 27. Uluslararası Silifke Kültür Haftası
MUSTAFA YILDIZDOĞAN
PINAR DİLŞEKER
ORHAN HAKALMAZ
ZARA
ALBAY
İBRAHİM ERKAL
GÖKHAN TEPE
YELİZ YEŞİLMEN

2001 yılı 28. Uluslararası Silifke Kültür Haftası
HACER
GÜRKAN
SÜMER ÖZGÜ
AYŞE ENGİN
ATAKAN ÇELİK
ŞAFAK SÖNMEZ
GÜLLÜ
ALİ ALTAY
DENİZ KETENCİ
ORHAN ÜSTÜNDAĞ
HİLMİ ŞAHBALLI
AHMET ŞAFAK

2002 yılı 29. Uluslararası Silifke Kültür Haftası
KUBAT
YILDIZ ÇAM
SELAHATTİN ALPAY
BEDİA AKARTÜRK
GÜNEŞ SAVRAN
TUĞBA ÖZAY
ZEYNEP
KIRAÇ

2003 yılı 30. Uluslararası Silifke Kültür Haftası
OĞUZ YILMAZ
RECEP KAYMAK
NİLGÜN KAYABAŞI
YILDIZ ÇAM
TUNCAY YALIN
BENDENİZ
FUNDA ARAR

2004 yılı 31. Uluslararası Silifke Kültür Haftası
İSMAİL TÜRÜT
SİNAN ÖZEN
LARA
SİBEL PAMUK
KARAHAN
EYLEM
GÜLSEREN AYGÜN
KAMİL SÖNMEZ

2005 yılı 32. Uluslararası Silifke Kültür Haftası
EBRU GÜNDEŞ
GÜLŞEN
YILDIZ ÇAM ÖZDEMİR
RECEP KAYMAK
ALİ ARSOY

2006 yılı 33. Uluslararası Silifke Kültür Haftası
IŞIN KARACA
GECE AÇAN ÇİÇEKLER
GRUP 84
EMRE ALTUĞ
KUTSİ
MUSTAFA YILDIZDOĞAN

2007 YILI 34.Uluslararası Silifke Kültür Haftası
AYBÜKE AYBERK
LATİF DOĞAN
PETEK DİNÇÖZ
MURAT BAŞARAN
KEREMCEM
GRUP AKDENİZ
ALİŞAN

2008 YILI 35.Uluslararası Silifke Kültür Haftası
BEDİA AKARTÜRK
EMRE AYDIN
SİBEL CAN
HANDE YENER
GRUP GRİPİN
MUSTAFA YILDIZDOĞAN


Bilgiler Silifke Belediyesi'nden alındı


DİKKAT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

12 Nisan 2009 Pazar

Vur lan vur, kafasına gözüne vur

Bu iki takim da olmasa Turkiye'de futbolun hic bir cekilicigi kalmayacak..

Tipik bir Ali Samiyen derbisi oldu.. Mac gene forma degiserek degil, karakol yolunda bitti. (Gerci Lincoln ile Roberto Carlos'un hakkini yemiyelim, ikisi de forma degistirdi).

Herkes sikayetci bu durumdan, ulkemizde futbol nereye gidiyor diye dert yaniyor insanlar. Oysa isin asli hic de oyle degil. Herkes oluyor boyle kavgalar ve olaylar olsa da fuboldan zevk alsak diye.

Turkler heyecani seven, telasli, cabuk kizan, sakinlikten gicik kapan bir millettir. O yuzden Old Trafford'daki sıkıcı futbol yerine, Ali Samiyen'deki yumruklarin, hayalara atilan tekmelerin, kafa goz yaran tekmelerin ucustugu futbolu severiz biz. Kirmizi kart yoksa onu derbiden saymayiz.. Bol gaz, bol sinir.. iste Futbolturko

Bu ayip bir sey degil. Herkesin futbolu sevme sekli baskadir. Herkesin futboldan aldigi zevk farklidir. Biz de boyle seviyoruz. Bu da bizim futbolumuz. Kimse duzeltmeye (duzgunu nedir, nasil duzgun olacagina kim karar verebilir?) kalkismasin. Futbolumuzla ellesmesin. Biz boyle mutluyuz.

Gidin sokaktaki vatandasa, staddaki taraftara, gazetelerin spor servislerine sorun; kavgasiz bir derbi mi isterler yoksa kavgali mi? Herkes durustce cevap verecek olursa yuzde 90 kavgali ister.

Olay bu kadar basit..

Bu yaziyi da Turk futbolu veya Galatasaray ile Fenerbahceli oyunculari elestirmek icin degil, pazar aksami yasananlari desteklemek icin kaleme aldim. Onumuzdeki haftalarda oynanacak diger derbiler de de gene buyuk olaylarin olmasi dilegiyle.

Basta Lugano ve hakem olmak uzere herkese tesekkurler.

Mustafa Yılmaz / BACAK ARASI


NOT: Yorum bırakırken, Profil Seçin sekmesinde listeden Adı/URL seçin. Adınızı yazıp URL kısmını boş bırakın.

10 Nisan 2009 Cuma

Gözler yalan söylemez..

Cogumuz icin gozlerimiz en onemli organimizdir. Illaki bir yerini kaybedecek olsan nereni asla vermezdin deseler cogunluk gozler cevabini verir.
Dunyayi onlarla gorur, sevgilimizin guzelligine onlarla bakar, denizin mavisine, papatyanin beyazina, goksusagindaki cumbuse onlarla dalariz..

Peki herkeste ayni islemi gerceklestiren gozler nasil oluyorda kisiden kisiye renk degistirebiliyor.. Mavi gozlu biriyle Kahverengi gozlu biri nesneleri ayni sekilde goruyorsa, renkleri nicin farkli? Bunun geregi nedir?

Isin cok teknik kismina girmeden kisaca soyle diyebiliriz; goz icindeki bazi maddelerin azligi veya cokluguna gore renkler olusuyor. Bu genler anne babadan, yani atalardan geliyor.
Anne ile babanin tasidigi genler cocuklarinin goz renklerini olusturuyor.

Ayrica insanlar surekli mutasyon halindedir, binyillar icinde cografya, gidalar, psikolojik ve cevre gibi etkenler de goz renklerinde etkili olabiliyor. Fakat bu cok yavas ilerleyen ve her zaman kesin olmayan bir
ayrinti.

Bizim Turkler dedigimiz toplumlarda en cok gorunen goz rengi kahverengidir. Deri renklerinde oldugu gibi genelde gozler sicak yerlerde koyu renkli, soguk yerlerde ise mavi ve yesil gibi daha acik renklidirler.

Turklerin genelinde oldugu gibi Silifkelilerin de cogu kahverengi gozludur. Peki aya arada bir karsilastigimiz yesil, ela veya mavi gozluler kimler? Bunlar nereden cikiyor?

Bu tur sasirtan rastlantilar nadir de olsa ortaya cikabilir. Dogaldir. Fakat genelde, aileye yabanci birinin karismasiyla ortaya cikar bu durum. Mesela 5 gobek once dedelerden birinin evlendigi bir Slav kadinin yesil gozleri 2009 yilinda bilmem kac gobek sonraki torunun birinde pat diye ortaya cikabilir.

Genlerini tasidigimiz insanlarin kim olduklarini bilmek cok zor.
Ozellikle de Turkiye'de, cunku, Osmanlinin son donemlerinden oncesinde kimsenin kutuk kaydi yok. Malesef kimse akil edipte insanlarin dogum olum ve aile kutuklerini dogru durust kaydetmemis.

Bugun bir kac aile ve hanedan ailesi disinda Turkiye'de hic kimse bir kac gobek otesinden gerisini bilemez.. Bu durumda Turkiye'de hic kimse kalkipta en Turk benim, ben senden daha Turkum diyemez.

Bati da ise herkes yuzyillar oncesindeki dedesine, teyzezine kadar bilir. Hristiyanlar vaftiz yaparken her dogumu kayit eder. Boylece herkes bin yil onceki akrabalarina ulasabilir, kimden ve nereden geldigini, ailesine kimlerin karisip karismadigini asagi yukari ogrenebilir.

Ataturk'un bir yoruk asiretinden geldigi soyleniyor (burada soyleniyor diyoruz cunku dedesine kadar olan tarihini biliyoruz, oncesinin kayitlari yok). yani, tipik bir Turk insani, gozlerinin kahverengi olmasi gerekiyordu, ama oyle degil.. Ataturk'un gozleri mavi renkli!

Peki simdi ne olacak?

Devam edecegim..

Harita: Avrupa'daki acik ve koyu renkli gozlerinin oranini gostermektedir.

DIKKAT: yorum birakmak isterseniz, Profil Secin sekmesinde listeden en alttaki Anonim'i secin.

9 Nisan 2009 Perşembe

Silifke'yi ziyaret edenlerle röportajlar serisi 2 - Ankara'dan Neşe

Yeni konugumuz Ankara'dan Nese hanim..

Adı: Neşe
Nerden: Ankara
Yaş: 30
Silifke ziyareti: Agustos 2008
Röportajı yapan: Silifkeliyiz.Biz


Nese hanim merhaba, ne ogretmenisiniz acaba?
Anaokulu.

Silifkeye tatil icin mi gelmistiniz yoksa anaokullarini denetlemeye mi:
Müfettiş olursam bir gun denetlemeye de gelirim :) Tatil amaçlı gelmiştik gecen yaz.

Ogretmenlerin hayati tatil zaten, bol bol geziyorsunuzdur:
Ah keşke oyle olsa.. Nerde oyle bol bol tatil. Yılda bir kere denize girebilirsek iyi vallahi.

Silifke'de nerde girdiniz denize:
Atakent ve Boğsak.

Ooo guzel yerler, bu ilk gelisiniz mi bizim denizlere:
Daha once de bir kaç defa gelmiştim Silifke'ye.

Biliyorsunuz yani tatilin krali nerde yapilir:
Biz genelde Ege'ye gidiyoruk son yıllarda Silifke tarafına yöneldik.

Niye oyle oldu, Ege'den gicik mi kaptiniz:
Yoo, Ege uzak geliyor artık. Silifke daha yakın.

Ucakla mi geliyorsunuz Silifke'ye:
UFO ile :)

Zaten havalanimiz felan yok, ucakla gelemezsiniz, bosuna heyecan yapmayin:
Bu ne biçim bir röportaj oldu ya :)

Emekli olunca Silifke'ye yerlesmeyi dusunurmuydunuz:
Atakent civarlarında evi olan arkadaşlar var, çok beğeniyorlar, beni de ikna ederler belki, Daha emekli olmama çok var.

Sahte rapor felan alalim size, emekli olun gelin Silifkeli olun:
Ben mesleğimden ve çalıştığım yerden memnunum, çok sağ ol:)

Kac litre ayran ictiniz tatil boyunca:
Hemen hemen her gün içtik galiba. Ben cok severim ayranı :)

Afiyet olsun. Buz gibi oh.. yaz gelse de icsek gene:
Burdaki ayranlar Silifke'deki kadar güzel olmuyor zaten :)

Ankara'nin nesi guzel ki, kurban olsun Silifkemize:
Ankara da güzeldir ama:)

Tekirambari'ni gordunuz mu Silifke'de:
Hatırlamıyorum, Atakent civarında bir yerde mi burası?

Yok yahu, sehrin icinde. Ama bakinca gorunmez hemen. Cukur cunku:
Ay nasıl yani, şehrin icinde çukur mu var?

Nese hanim, en iyisi siz gidin biraz ayran icin. yorgunluga iyi gelir. Roportaj icin tesekkürler. Silifke'den kocaman sevgiler, her zaman bekleriz tatile:
Memnun oldum, ben de Silifkelilere teşekkür ederim:)


Bitti..

NOT: Silifke'yi gezmis, gormus, kalmis. yabanci es, dost, arkadas, akrabalariniz felan varsa lutfen yorum birakin, onlarla da kisa soylesiler yapabiliriz.

DIKKAT: yorum birakirken, Profil Secin sekmesinde listeden en alttaki Anonim'i secin.

Silifke 2009 seçimleri Adayların Oy Dağılımı - Silifke'de adayların aldığı oylar

MHP - BAYRAM ALİ ÖNGEL ---- 12.103

CHP - HASAN TANER ÇABUK ---- 9.231

AKP - AHMET SADIK AVCI --- 8.507

SP - MUSTAFA USÇA ---- 129

DSP ALİ KOÇAK ---- 81

Silifke'yi ziyaret edenlerle röportajlar serisi 1 - İsveçli Liam

Bu seferki konugumuz İsveç'ten. Silifkemizi gezmis, gormus. Bakalim neler diyor..


Adi: Liam K Johnson
Nerden: Isvec
Yas: 34
Silifke ziyareti: Haziran 2008
Röportajı yapan: Silifkeliyiz.Biz
(ingilizce'den ceviren: yengec osman)


Liam, Silifke'de ne kadar kaldin:
3 gun

Niye oyle az, gelmisken 2-3 hafta kalsaydin yahu:
Iyi olurdu belki ama fazla zamanin yoktu.

E, ne yedin ne ictin Silifke gunlerinde:
Doner yedim, balik yedim, bir de etli bisey vardi, cok acili

Lahmacun olabilir mi?: Evet o. yazmistim adini defterime.

Begendin mi yediklerini: Evet hepsi de cok guzeldi. Bol bol yedim :)

Batirik yemeden gittin yani Silifke'den:
O nedir? hatirlamiyorum, var miydi lokantalarda?

Yok o evlerde olur zaten, yerel bir yemek diyelim: Ha tamam anladim. Acili bisey mi o da

Evet istersen acili istersen acisiz. Gene gelirsen Silifke'ye haberimiz olsun bu sefer batirik yemeden gitme:
Tamam cok merak ettim, soz veriyorum yiyecem :)


Kaleyi felan gormussundur gelmisken:
Evet kaleyi gordum. Cok ruzgarliydi. ama manzara cok guzel.

O kaleye cikan yol dunyanin en guzel bira icilen mekanlarindan biridir, bunu biliyor muydun dostum: Hayir. ama orda hic bar gibi yerler gormedim.

Yok zaten oyle yerler. Arabayla gideriz. Kendi barimizi kurariz bir nevi:
Anladim anladim, bizim de burda oyle arabalarla gidip ictigimiz yerler var:)

Sen zaten Silifkeli gibisin yani, e evlen bari burdan: Hic Silifkeli kiz tanimadim ordayken.

Buluruz biz sana ayipsin birader:
Nasil yani, parayla mi?

Yok be, ne parasi, tanistirriz diyorum yani:
Tamam tamam, harika olur. Bi kac tane guzel kiz gormustum :))


3 gun kaldin Silifke'de, peki soyle bakalim, bir gun gelip yasamak istermiydin bu sehirde:
Hmm olabilir ama sanmam. Cok sicakti. Bunaldim bazen.

Klima alirsin dostum sende: Ha ha iyi fikir :)


Denize girdin di mi gelmisken: Evet evet. Silifke'de deniz cok guzeldi.

Irmak ta girdin mi: Hayir ama isterdim ama bilmedigim bir yer. Aslinda irmakta yuzmeyi cok severim.

Bi daha gelirsen seni baraja goturrum, cimeriz beraber:
Tamam. yapacak cok sey var bi daha ziyaret edersem :)


Dostum, bu kisa soylesi icin tesekkurler. Silifke'den kucak dolusu sevgiler:
Ben de de Silifke'ye sevgiler, hep guzel hatirlayacagim orayi.


Bitti..


NOT: Silifke'yi gezmis, gormus, kalmis. yabanci es, dost, arkadas, akrabalariniz felan varsa lutfen yorum birakin, onlarla da kisa soylesiler yapabiliriz.

DIKKAT: yorum birakirken, Profil Secin sekmesinde listeden en alttaki Anonim veya ADI/Url secin.

8 Nisan 2009 Çarşamba

Obama Obama niye gelmiyon len bullara

Degerli dostlar, aylardır Obama ile yatıp Obama ile kalkiyoruz (icimizde hamile kalan yoktur umarim.. ha ha ha cok pis bir espri patlattım yine). Sonunda Turkiyeyi de ziyaret eden Obama Silifke'ye ugramadan kacip gitti ulkesine.. Alacagi olsun.. Bunu hic beklemezdik kendisinden.. Silifke'yi gormeden yasamıs olacak.. Yazik etti gencligine, yazik..


O bama Obama dediler, biz de bayagı bisey sandıydık..
B ullarda seni cok bekledik, gelirsin diye heyecanlandıydık..
A nkara, Istanbul gezdin durdun, bizleri iyice unuttun..
M adem Silifkeyi gormek istemiyordun
A nanı da al git o zaman! gelme bi daha bullara!

Gorusmek uzere dostlar... Yengec Osman opsun hepinizi. mucuk mucuk

Silifkeli Foto Bulmaca 1

Nisan ayı foto bulmacamzıda aşagidaki kucuk parcayı gosterip burası neresi, fotonun tamamı nasil bir yer diye sormuştuk. Doguru cevaplayanlardan 3 kşii 1 hafta her sey tatil Uzay tatili kazandı :)




Ve işte bulmacanın cevabı:

Foto: Stadın ordan sehre giriş kavşagını gosteriyor.
buyuk gormek icin ustune tıklayın


Fotografı çeken: Cevat Akalın (cok tesekkurler)